Profesyonel İlaçlama Hijyen ve Temizlik Hizmetleri

Böcek varsa çare BOCEKVAR!
  • BocekVar Çağrı Merkezi
Sivrisinek nerelerde yaşar?

Sivrisinek İlaçlama

Bilinen 3500 türü olan Sivrisinek, çift kanatlılar takımının Culicidae familyasından, eklembacaklılar şubesinden olan kan emerek ve meyve özleriyle beslenen ince uzun bacaklı narin böceklerdir.Erkekleri ortalama 10 gün, dişileri ise 1-2 ay arası yaşarlar.Araştırmalara göre dinazorlarla aynı devri paylaşmış canlılar yüzyıllardır varlıklarını sürdürmektedir.Sivrisinekler tarihte en fazla insan ölümüne sebep olan haşereler olarak bilinirler.Ağız yapısı her türlü meyve türünün dış kabuğunu delebilecek özelliktedir.

Saatte ortalama 2,5 km. yol katedebilirler.Zararlı grubunun bir üyesi gibi görünen bu haşerelerin eko dengede büyük rolu vardır.Arılar kadar olmasada çiçekler arası polen transferi yaparlar.Bunun yanında larvaları durgun sulardaki algleri filtrelerler.Bu sayede yosun oluşumu büyük ölçüde engellenir.Boyları 1-2 cm. arası değişse de bazı bölgelerde 11 cm. kanat uzunluğuna sahip sivrisineklerde görülmüştür.Havaların ısınmasıyla beraber ortaya çıkan sivrisinekler taşıdıkları çeşitli hastalıkları direk deriden içeri uzanan hortumları ile kolaylıkla bulaştırabildikleri için bu bakımdan oldukça tehlikelidirler.

Görüntülenme :3569
14.09.2019 17:03:29

Sivrisinek Yaşamı Ve Beslenmesi

Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ve yüzyıllardır varlıklarını sürdüren Sivrisinekler yumurtalarını bataklık ve sazlık alanlar ile su çıkan binaların su birikintisi olan bölgelerine bırakarak ürerler ve bu bölgelerde erginleşerek yaşamlarına devam ederler.25°C-30°C’de yağmur ve kar suyu birikintisi, akarsu kenarındaki su birikintisi, yavaş akan sular, su kanalları, havuzlar, çeltik, bataklık, teneke kaplarda biriken su, ağaç kovukları ve çamur yumurtaların bırakılması için uygun ortamlardır.Bu bölgeler yumurta bırakmalarına çok uygun özellikte alanlar olarak dikkat çeker.Sivrisineklerin yaşam döngüsü başlıca 4 evreden meydana gelir bunlar; yumurta evresi, larva evresi, pupa evresi ve erginlik evreleridir.Karasinekler gibi tam metamorfoz (başkalaşım) geçirirler.Sivrisineklerin yaşam döngülerinin ergin evreleri dışındaki diğer bütün evreler suyun altında geçer.Sivrisinekler genel olarak karbondioksitli ortamlarda bulunmayı isteseler de yumurtalarının gelişi acısından oksijene ihtiyaç duyarlar.İşte bu yüzden içerdikleri bitkiler sayesinde fotosentez ile oksijenin bol olarak sağlandığı durgun sular da bolca bulunurlar.Her yumurtlamada ortalama 200-300 arası yumurta bırakabiller.Bu yumurtlama işlemi yaklaşık olarak 10-30 dk. arasındadır.Sivrisinekler kan emerek ve meyve özleriyle beslenirler.Ancak yapılan araştırmalara rağmen bu canlının kan emmek üzere konukçu olacağı organizmaları nasıl bulduğu tam olarak saptanamamıştır.Şu ana kadar tek bilimsel bulgu insanların ağızlarından çıkan karbondioksit sayesinde karanlık ortamlarda bile sivrisineklerin rahatça avlarını bulmaları olmuştur.Sivrisinekler kandaki aminoasit, eminler ve amonyak bileşiklerinden oluşan karşımı oldukça sevdikleri bilinmektedir.Sivrisineği asıl çeken etkenler nem, sıcaklık ve karbondioksit olduğu düşünülmektedir.

Ömürleri oldukça kısa olmalarına rağmen bir o kadar da uzun sayılabilecek sıkıntılara sebep olabilen bu canlılar, sadece kan emerek beslenmezler.Bitki ve meyve özleri de beslenme alanları arasındadır.Sulak arazilerde ve özü bulunan her bitki yada meyve ağaçlarında sıkça görülebilirler.Dolunay çıktığı akşamlarda çok aktif oldukları bilinir.Saniyede 500 kanat çırpışı yapabilen bu canlılar saatte ortalama 2,5 km. yol, yaşamları boyunca da ortalama 250 km. yol katedebilirler.Erkek sivrisinekler, dişi sinekleri kanat sesleri aracılığı ile takip ederek bulmaktadırlar.Kan emen sadece dişi sivrisinek olduğu için erkeklerin ömürleri 10 gün civarında olmakla birlikte dişilerin ömürleri 60 güne kadar çıkabilir.Yumurtaları ise ise kurumuş şekilde 1900 gün yani 5 sene gibi bir zaman dilimi hayatta kalabilir.Sivrisineklerin emdiği kanın sindirilmesi için geçen döneme trofogoni dönemi denir.Güneş ışığından hoşlanmadıkları için gölgelik yerleri tercih ederler.Bu sebeple çoğunlukla geceleri çok aktif yaşarlar.Suni ışık, kırmızı, mavi, siyah renkler ve hayvan vücudu sivrisineklere cazip gelir.Nemli, laktik asitli ve karbondioksitli ortamlar, durgun suların bulunduğu yerler, sert rüzgârlardan korunmuş alanlar, memeliler ve insanların yoğun olduğu sıcak ve ılık bölgeler konaklamaları için idealdir.Dişi sivrisinek avını hemen sokmaz, önce etrafında uçarak kanını ve terini analiz eder.Dişi sivrisinekler karbondioksit oranından zengin kanı tercih ederler; kilolu insanların daha çok ısırılmalarının sebebi bu yüzdendir.Çünkü onların kanlarında daha fazla karbondioksit bulunur.

Sivrisineğin Zararları

Yüzyıllardır varlıklarını sürdüren ve tarih boyunca insan ölümlerine en çok sebebiyet vermeleri ile bililen sivrisineklerin zararları arasında en yaygın ve bilineni insanları ısırmaları ve bu esnada insan vücudundan kan çekmeleri nedeni ile hastalıklı bir kanın sağlıklı bir insana bulaştırılarak olası bulaşıcı mikropların başka insanlara yayılmasına neden olmalarıdır.Kimi araştırmacıların görüşlerine göre insanlara ve hayvanlara minik dozda mikrop aşılayarak bağışıklık kazanmalarını sağladıkları düşünülse de günümüze kadar elde edilen bulgular,veriler, yaşanılan tecrübe ve analizlere göre taşıdıkları hastalıkları insanlara ve hayvanlara bulaştırarak ölümcül dereceye varan sonuçları ile oldukça tehlikeli haşereler oldukları görüşü hakimdir.Genellikle geceleri daha da saldırganlaşan sivrisinekler, ışık gördükleri her mekâna, en imkânsız görünen delikten bile girebilirler.Işık kaynağı kesilse bile girdikleri mekândan çıkmazlar.Kulağın dibinde çınlayan sesleri ve ısırıklarının yarattığı kaşıntı kâbus gibidir.İnsanları ve hayvanları uyutmadıkları gibi uykularının en tatlı yerinden bile kaldıracak kadar rahatsız edicidirler.

Özellikle havaların ısınması ile ortaya çıkan ve sulak olan bölgelerde sürekli olarak yumurtlayarak çoğalan bu haşere türü yazın tatil bölgelerinde ve şehirlerde insan yaşamını olumsuz etkilemektedirler.Kan yoluyla beslendikleri için insanlara çeşitli hastalıklar bulaştırabilmektedir.Sıtma, hepatit,sarı humma, fil hastalığı, ensefalit (beyin iltihabı) gibi hastalıkları kan yoluyla insanlara bulaştırabilmektedirler fakat asla virüs taşımazlar.AIDS’e sebep olan HIV virüsü ise bu canlılarda gelişme ortamı bulamaz, bu yüzden insanlara taşıma olasılıkları yok denecek kadar azdır.Bunun dışında deride iltihaplanmaya neden olan birçok zararlı mikro organizmaların da taşıyıcılığını yaptıkları için, soktukları hedefin sağlıklarını kötü yönde etkilerler.Sivrisinekler avlarını sokarken özel bir enzim salgılayıp bölgeye lokal anestezi yaparlar; böylece kan emme sırasında asla hissedilmezler. Bu enzim bazı insanlarla alerjik reaksiyonlara neden olabilir; sivrisinek alerjisi bulunan insanlar ayrıca bir risk grubu oluştururlar.

Geçmiş tarihte zalim olmalarıyla bilinen hükümdarlar Nemrud ve Büyük İskender'in de sivsirineğin musallat olmasıyla öldükleri bilgileri, rivayetlerle ve tarihçi araştırmacıların araştırmalarıyla günümüze kadar gelmiştir.Çok narin yapıya sahip olan sivrisinek bir gazete kağıdı ile bile kolayca öldürülebilecek kadar hassas bir bedene sahip olmasına rağmen, bu canlının bir gözü kör ve bir ayağı topal bir atası (burun deliği ile beyin arasında bir bağlantı olmamasına rağmen) zamanında kendini tanrı ilan eden Nemrud'u acı çektirerek öldürdüğü bilinmektedir.Son yıllarda ise Zika Virüsü salgını ve Batı Nil Virüsü salgınıyla adını sık sık duyguğumuz sivrisinek son derece zararlılar arasındaki yerini korumaktadır.Malesef şu ana kadar bu iki virüs salgınının aşısı bulunmamaktadır.

Sivrisineğin Faydaları

Hiçbir canlının sebepsiz yaratılmadığı şu dünyada sivrisineklerde sadece zarar vermek için yaratılmamışlardır.Yaz aylarında hızlıca üreyen ve çoğalan sivrisineklerin bir çok düşmanı vardır.Eko sistemin işleyişinde önemli bir yere sahip bu canlılar balık, kaplumbağa, yusufçuk, kuşlar, örümcekler gibi diğer canlıların ana besin kaynaklarının bir bölümünü oluşturmaktadır.Kanada'dan Rusya'ya kadar birçok ülkede görülen tundrada Aedes cinsi sivrisinekler yüksek miktarda protein içerirler ve öylesine sık bulunur ki, kimi zaman gökyüzünde koyu bulutlar oluşturacak kadar fazlalaşabilirler.Bu sıradışı fazlalıktaki sivrisineklerin yok edilmesi, bu coğrafi bölgelerde göç yolları bulunan kuşların %50 civarının önemli bir besin kaynağını yitirmesi anlamına gelecektir.Bu da, beklenmedik şekilde bazı kuş popülasyonlarını etkileyebilir ve zincirleme bir tepkiye neden olabilir.Var olduklarından beri sürekli evrimleşen sivrisineklerin bazı türleride arılar gibi bitkiler arası tozlaşma da önemli rol oynarlar.Su içerisinde yaşayan sivrisinek larvaları balıkların tamamiyle filtreleyemedikleri algleri filtrelerler.Suda yaşayan balıklar da bu larvalarla beslenir.İnsanlar ve bazı canlılarda balıklarla beslenir.Yetişkin sivrisinekler ise hem insanların kanıyla beslenir, hem tozlaşmada pay sahibi olurlar.Böylesine düzenli bir döngünün bozulması diğer dengelerin de bozulmasına sebebiyet verebilir.

19. Yüzyıl alimlerinden Bediüzzaman’a göre sivrisineklerin bazı cinsleri, muhtelif ve kokuşmuş maddeleri yerler, devamlı pislik yerine arılar gibi katre katre şurup damlatırlar.Diğer bir başka cinsi de nebâtâtın çiçeklerinin ve incir gibi bir kısım ağaçların aşılanmasında istihdam olunurlar.Zira özellikle sıcak yaz günlerinde insanları rahatsız eden ve hastalık mikrobu taşıdıklarına hükmederek değişik usûl ve ilaçlarla öldürülüp telef edilen sinekler ona göre; bilakis temizlik memurlarıdır.İnsanlara temizlik öğretmekte, hem de insanları el ve yüzlerinde bulunan insanın gözüne görünmeyen hastalıkların mikroplarını ve zehirli maddeleri temizlemekte, birçok bulaşıcı hastalıkların önünü almakta, sivrisinek ve pireler de fıtrî hacamat yapmaktadırlar.Bazı araştırmacılara göre ise her ne kadar zararlı oldukları durumlar hasıl olmuş ise de bazı insanlara ve hayvanlara düşük dozlarda mikrop enjekte ederek bedenin hızlı bir şekilde bu mikroplara tepki göstermesi ile bağışıklık sisteminin güçlenmesinde rol oynadıkları görüşüde vardır.

Sivrisinek Isırığına Ne İyi Gelir?

Sivrisinek (Vampir Böcek) tarafından ısırılan yada sokulan yerin şiddetli kaşıntısı olur.Çeşitli önlem ve tedbirler kaşıntının hafiflemesi, olası hastalık mikrobunun kana karışmasını engelleyebilir.

Bu yöntemlerden biri aspirindir.Hafif sulandırılmış aspirini şişen ve kaşınan bölgeye masaj yapılarak sürülmesi kaşıntıyı engelleyecektir.Isırılmış bölgeyi soğuk suyla temizlemek iyi gelecektir, özellikle buz ile şişen bölgeye masaj yapılırsa kaşıntı hissini azaltır, mikrop enjekte edilmiş ise hızlıca kana karışmasını engeller.Diğer bir yöntem ise aloevera bitkisi veya diş macununu kaşınan bölgeye sürmektir.Aloevera dünyada cildi en hızlı onaran bitkilerin başında gelmektedir.Aloeveranın anti-enflamatuvar etkisi yüzünden kullanım alanı çok geniştir.Sıkça kullanılan diğer yöntemler ise limon suyu, yulaf ezmesi, karbonat, kolonya, tuz, soğan ve sirke gibi evlerde sıkça bulunan bitkilerdir.Burda dikkat edilmesi gereken nokta diş macunu, karbonat, elma sirkesi ve limon suyu özellikle hassas ciltleri çok çabuk kurutabilir, hatta cilt kızarıklığını artırabilir.Bu nedenle bu ürünleri kullanırken çok dikkat edilmesi gerekmektedir.Sivrisinek kaşıntılarında, eczanelerde satılan ve cilt yüzeyine uygulanan topikal anti-histaminik kremler, kaşıntı önleyici merhemler sürülebilir.Lavanta kokusundan sivrisinekler hoşlanmazlar.Eğer hala bulunduğunuz yerde konaklıyorlar ise bulundurmanız size yaklaşmasını engelleyebilir.Cildi fesleğen ile ovmak sivrisinek ısırığına karşı yapılabilecek başka bir doğal uygulamadır.Fesleğen kaşıntılı cildi rahatlatabilecek kimyasal bileşiklere sahiptir.Fesleğen yağını losyon olarak uygulayabilir ya da evde kendiniz de yapabilirsiniz.Kendi karışımınızı yapmak için, 2 bardak su ve yaklaşık 15 gram kuru fesleğen yaprağı kaynatın.Karışım soğuduktan sonra, karışıma batırdığınız pamuğu etkilenen bölgeye sürün.Daha acil bir tedavi için taze fesleğen yaprağı doğrayın ve cildinize sürebilirsiniz.

Sarımsağın yara iyileştirici ve antiviral özelliği uzun süredir bilinmektedir.Fakat sarımsak cilde doğrudan uygulandığında, cildi irrite edip daha fazla enflamasyona yol açabilir.Bu nedenle kıyılmış sarımsağı hindistan cevizi yağı gibi hafif bir yağ ile seyreltip ısırılan yere uygulayabilirsiniz.Siyah ve yeşil çay poşetleri şişmeyi geçirmek için kullanılabilir.Sivrisinek ısırığına ve kaşıntısına iyi gelen başka yöntemler arasında da bal bulunmaktadır.Doğanın bir mucizesi olan bal, sivrisinek ısırıklarına da iyi gelerek o bölgeye bir parça sürdüğünüzde hem mevcut kaşıntıyı ve kızarıklığı giderecektir hem de enfeksiyon problemini de ortadan kaldıracaktır.Diğer bir çözüm Muz'dur.Sivrisineğin ısırdığı bölgeye 10 dakika kalacak şekilde bir miktar uyguladığınızda kabarma, sertleşme gibi sorunlara iyi geldiği gibi kaşıntı, tahriş ve enfeksiyonlara karşı da iyi geldiği bilinmektedir.Oldukça güçlü bir kokuya sahip olan idris otu, sadece sivrisinekleri kovmakla kalmıyor, yağı aynı zamanda böcek ilaçlarında da kullanılıyor.Kimi zaman sivrisinek otu olarak da bilinen yalancı melisa, güçlü narenciye kokusuyla sivrisinekleri yaklaştırmıyor.Bu bitki aynı zamanda Asya yemeklerinde de kullanılıyor.Mide ağrılarını ve boğaz ağrısını geçirme özelliği olduğu biliniyor.Naneye bağlı bir bitki olan kedi nanesinin birçok sinek ilacından daha etkili olduğu saptanmıştır.Yenilebilen bir bitki olarak yetiştirilen biberiye aynı zamanda kokusuyla sivrisinekleri de uzaklaştırır.

Sivrisinek İle Kültürel Mücadele

Ülkemiz gibi sivrisineklerin bol olduğu ülkelerde başta sağlık, sonrasında ürün kaybı gibi dolaylı ekonomik problemlerin yanısıra, günlük kinetik ekonomide de direkt sorunlar ortaya çıkmaktadır.Dünya üzerinde birçok ülkede, özellikle gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde sivrisinek mücadelesi, çok uzun yıllardan beri bir yönlü ve bilimsel temellere oturtulmayan programlarla yürütülmektedir.Uygulanan bu programların merkez noktası tamamıyla yoğun ve bilinçsiz insektisit kullanımına dayanmaktadır.Her ne kadar günümüzdeki modern entegre mücadele programlarında da insektisitler önemli bir yer tutsa da, bir yandan doğaya en az etkide bulunmak, bir yandan hedef organizmaya kısa sürede ve etkili bir şekilde ulaşmak, diğer yandan en yüksek oranda tutumlu olabilmek amacıyla, doz, uygulama tekniği, direnç ve benzeri konularda yapılan öncül bilimsel araştırmalar, insektisitlerin doğru uygulanması aşamasında karşılaştırılabilir modeller ortaya koymaktadır.

Türkiye’de adi sivrisinek (Culex pipiens) üzerinde yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, başta DDT olmak üzere havaya sıkılan ve yetişkin sineklere yönelik mücadele araçlarına karşı sineklerde oldukça büyük bir direnç gelişimi sözkonusu.Bu nedenle, özellikle Avrupa ülkeleri, çoklu müdahale stratejileri kullanarak sinekleri tamamen yok etmek mümkün olmasa da kontrol altında tutabiliyor.Mücadeleyi güçleştiren bir unsur, Aedes tipi sivrisineklerin yumurtalarını nemli bir zemine ya da toprağa bıraktıktan sonra, o yer kurusa da yumurtaların hayatiyetlerini koruyup, ortam tekrar ıslandığında çatlayabilmeleridir.Yumurtaların çatlaması ile ortaya çıkan kurtçukların itlafı için, en yaygın yöntem, yumurta bırakıldığı tahmin edilen yerlere, kurtçukların sindirim organlarını tahrip ederek onları öldüren bir tür bakteri (Bacillus thuringiensis israelensis) salınması.Salgınlar arası zamanlarda, bu tür sivrisinekler yumurtaları aracılığı ile virüsü bir sonraki kuşağa aktarabiliyor.Buna "transovarial transmission" yani yumurtalıktan bulaşma deniliyor ve böylece yıllar boyu kaybolmadan var edebiliyorlar.

Yetişkinlerle mücadelede ise, ormanlardaki zararlılar için kullanılan tuzaklara benzer düzenekler işe yarıyor.Sokak sokak gezgin araçlardan ilaçlama yapmanın herhangi bir yararı olmadığı aşikar.Sorunlu alanlar genellikle duvarlarla çevrilmiş bahçeler ya da evlerin arka bahçeleridir.Bu tür ilaçlamalar bu böceklerden çok, arılar, örümcekler gibi yararlı hayvanları öldürüyor, asıl zararlıları ise daha çok azdırıyorlar.Bu yaz sona ererken hafifleyecek olan şikayetlerin, önümüzdeki yaz başında yeniden, daha da yaygın biçimde ortaya çıkmasını beklemeden, yerel yönetimlerin ve sağlık kurumlarının bilgilendirme kampanyaları açmaları ve doğru mücadele yöntemlerin araştırılması ve benimsenmesi büyük aciliyet taşıyor.

Başarılı vektör mücadele örneklerinde en önemli unsur, yerel yönetimler tarafından yaşam alanlarında titiz bir çalışma yaparak, halkı bu mücadeleye dahil ederek, başka canlılara, özellikle de bu sineklerin doğal düşmanlarına zarar vermeden, ya da en az zarar vererek yürütülmesidir.Her ne kadar yerleşmiş birtakım yaşam biçimlerinin değiştirilmesi güç ve zamana bağlı olsa bile, yine de bu amaca uygun faaliyet göstermenin, özellikle ilk ve orta öğretime devam eden çocuklar başta olmak üzere tüm halkın eğitilmesinin, konu hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmasının yararı bulunmaktadır.Okullar, kahveler ve camilerde halkın eğitilmesi, filmler, broşürler, posterler hazırlanması yararlı olur.Bu konuda mücadele alanı içerisinde yer alan mülki idare amirleri, belediyeler, muhtarlar, milli eğitim müdürleri ile koordinasyon sağlanmalı, çalışmalar bu kişilerin desteği ile yürütülmelidir.Hazırlanan görsel malzemeler konunun özünü açıklayan, oldukça basit bir dille anlatım yapan ve özellikle resim ve şekillerle desteklenmiş yapıda olmalıdır.

Sivrisinek İle Biyolojik Mücadele

Mekanik mücadele olarak yaptığımız tanımlama aynı zamanda fiziksel mücadele olarak da adlandırılabilir.Burada ana amaç, fiziksel altyapının düzeltilmesi yoluyla vektör canlının üreme ve beslenme habitatlarını ortadan kaldırmaktır.Sivrisineklerle mücadele kapsamında biyolojik mücadele yöntemi en önemli ve etkin mücadele yöntemlerinin başındadır.Büyük şehirlerde özellikle turizm bölgelerinde yaz aylarında en çok şikayet edilen haşerelerin başını çeken sivrisineklerin doğal düşmanları ile ilgili çalışma alanları üretilmeli, tesis edilmelidir.Evlerimizin çevresinde, sivrisineklerden ve başka böcek türlerinden beslenen birçok canlı vardır.Kurbağa türleri, kertenkele türleri, çoğu örümcek türleri, bukalemun, yarasa, bazı böcek türleri ve onların suda yaşayan larvaları (kız böceği gibi), bazı balık türleri ve bir çok kuş türü (Kırlangıç, Ebabil, Tarlakuşları, Baştankaralar, Sinekkapan, Arı kuşu) tamamen sineklerden ve onların larvalarından beslenmektedir.Özellikle sinekleri havada avlayan türler çok faydalıdır.Arı kuşunun besin maddesinin ancak %10'u arıdan oluşmaktadır ancak sinek azaltma konusunda çok başarılıdır.Ayrıca bu türlerin korumakla evimizin etrafına renk katmakta, kimyasal madde kullanımının azalmasıyla kelebekler gibi diğer faydalı, hatta sadece görünüşüyle hoşumuza giden türlerin korunmasında doğaya yardımcı olabiliriz.Onların da yaşam ortamlarında kalması ve nüfus dengesinin bozulmaması için mutlaka sivrisineklerin doğal düşmanlarını korumamız gerekmektedir.

Sivrisineklerin üredikleri her nokta tek tek tespit edilmeli, tespit edilen bölgelere en uygun doğal düşmanlarının nakli yapılmalı yada var olan sayısı arttırılmalıdır.Özellikle yaşam alanlarımızda yuvaları olmayan kuş türlerini korumaya yönelik pencele kenarlarına konulacak bir kap su ve bir kap buğday, bulgur benzeri yiyecekleri bulundurmak kolayca beslenmelerini sağlamak mücadele de küçük bir adım gibi görünsede oldukça faydalı olacaktır.Birçok bölgede sulak ve sazlık bölgeler ateşe verilmekte ve bu bölgeler sivrisinekleri yok etmek adına tüm canlılardan arındırılmaktadır.Bu doğru bilinen en büyük yanlışlardandır.Pire için yorgan yakmak deyimi tamda bu durum için cuk diye oturmuştur.Sivrisineklerin ölümüyle birlikte orda bulunan ve sivrisinek ve larvalarından beslenen diğer canlıları da yok etmek kabul edilebilir bir durum olmamakla birlikte doğruda değildir.Bu alanları komple yok etmek yerine burdaki sivrisinek ve larvalarından beslenen canlıların çoğalması için gerekli çalışmaların yapılması en doğru davranıştır.

Mücadele alanında yer alan ve sivrisineğin üreme habitatlarını oluşturan toplama ve drenaj kanalları, kanaletler, kuyular, foseptikler, havuzlar, taşkın sahaları gibi alanlarda ıslah çalışmaları yapmak, buraları sivrisineğin üremesine uygun olmaktan çıkarmak ve bu düzenlemelerde kalıcılığı sağlamak, mekanik mücadelenin temelini oluşturmaktadır.Bu amaçla halk da dahil olmak üzere, mülki ve mahalli idareler, kamu kurumları, özel sektör kuruluşları ve muhtarlıklarla koordinasyon oluşturulmalı, elde edilen destek sayesinde altyapı düzenlemeleri yapılmalıdır.Bunun dışında evlerde yada yaşam alanlarında yapay ağaçlandırma, yeşillenme çalışmaları sivrisineklerin hızlıca çoğalmasını sağlamaktadır.Toprakla teması kesilmiş saksı içerisindeki ağaç yada bitkilerin bakımı ve yetiştirilmesi konusunda yeterli seviyede bilgi sahibi olmadan oluşturulmuş ortamlar bu süreci hızlandırmaktadır.Betonlaşmış bölgelerde bu sorun sıkça görülmektedir.Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmaları toprak üstünde(topraktan bağımsız saksıda) olmamalı, mümkünse doğal olması gereken toprak ile bütünleşmiş şekilde uygulanmalıdır.Çünkü saksı altlarında biriktirilen su birikintisi sivrisinekler için en önemli barınaklardan biridir.

Sivrisinek İle Kimyasal Mücadele

Sivrisinek ile kimyasal mücadele Larva Mücadelesi ve Uçkun Mücadelesi adı altında iki yöntemle yapılmaktadır.Sivrisinek ile kimyasal mücadelenin temeli larvasidal uygulamalara bağlıdır.Hava sıcaklığının 15˚C' yi bulması ile başlar ve mevsim sonuna kadar belli aralıklarla devam eder.Burda en önemli nokta üreme alanlarını bulup bölgenin hedef canlı ile ilgili keşif ve analizin eksiksiz yapılmasıdır.Keşif sonrası çıkan sonuç doğrultusunda bir yok haritası hazırlanmalı, fiziksel mücadele yöntemlerinin yetersiz kaldığı alanlara larvasit uygulaması yapılmalıdır.Larva mücadelesinde toksikolojik olarak güvenli (Sağlık Bakanlığı Onaylı) biosidal ürünler kullanılmalı, Lc50 değeri en yüksek seviyede olmalıdır.Geniş saha deneyleri ile etkinliği ispatlanmış larvasit seçilmeli, referansı ise WHOPES/EPA olmalıdır.Bu sayede sivrisinek ile larva mücadelesinde %70-80 oranında başarı sağlanabilmektedir.

Uçkun mücadelesinde ise uçkun popilasyonunun yükseldiği durumlarda lokal alanlara spreyleme yöntemi ile ilaçlama yapılma yöntemidir.Öncelikle sorunun kaynağını tespit ederek larvasidal uygulama yapılmalı, çözüme sorunun kaynağından başlanarak yüksek başarı oranı yakalamak ana hedef olmalıdır.Uçkun mücadelesinde rüzgar çok önemli rol oynmamaktadır.Doğru araç ve doğru zamanlama ile yapılmayan uygulamalarda başarı oranı yok denecek kadar düşüktür.Burda dikkat edilmesi gereken nokta Sisleme, ULV yönteminde kullanılan ilaçlardaki bileşenlerdir.Kanserojen maddeler içeren bileşenler kullanılmamalı, kaş yapayım derken göz çıkarmamalıdır.Tüm alanın kısa sürede ilaçlamasının mümkün olabildiği, kolay bir ULV yöntemi olan havadan ilaçlama yöntemi, insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle, Halk Sağlığı Alanında Haşerelere Karşı İlaçlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik in 21. Maddesine göre, kesin ve açık bir dille yasaklanmıştır.Ancak ilaçlama firmaları yaptıkları yayın ve reklamlarda bu tip ilaçlamayı şiddetle tavsiye etmektedirler.Yasalara aykırı da olsa para kazanma hırsı, firmaları, bu yöne yöneltmektedir.Aynı yönetmeliğin ilgili maddesine göre, yapılan denetimde, verilen izin dışında faaliyet gösterildiğinin veya usulüne uygun ilaçlama yapılmadığının tespiti veya yapılan uyarılara uyulmaması halinde görevli ekip ilaçlama faaliyetini anında ve en çok 48 saat süre ile durdurmaya yetkilidir.Ancak bu kararın en geç 48 saat içinde müdürlük tarafından onaylanması gerekmektedir.Müdürlüğün onayı ile faaliyeti durdurma süresi, eksikliklerin tamamlanıp halk sağlığına zararsız hale getirilinceye kadar uzatılabilir denilmektedir.

Sisleme, ULV yöntemi ile ilaçlama mücadele; her ilaçlama mücadele yöntemi gibi, sineğin en yoğun ve toplu halde bulunduğu yerlere yapılabilir.Sivrisinek en fazla akşam gün batarken ve sabah gün doğarken aktif olur.Sinek ilaçlamasını mücadelesini periyodik olarak yapmak gerekir.ULV yöntemi ile, sadece sivrisineğin bulunduğu alanları zehirlemek motorları ile püskürtme yöntemi veya tuzaklama ile yapılır.Boyama yöntemi ile mücadele sinek ve diğer haşereler üzerinde etkili başka bir yöntemdir.BOCEKVAR olarak biz; kimyasal mücadele de ULV ilaçlama yöntemini en son çare olarak düşünmekte ve önermekteyiz.Öncelikli olarak hedefimiz çevreye ve hedef dışı canlılara herhangi bir zarar vermeden sorunu çözmeye yöneliktir.Profesyonel ilaçlama şirketi BOCEKVAR; sivrisineklerden kurtulmanız için yetkin ve kurumsal hizmet sunar.Böcek ilaçlama şirketi BOCEKVAR; uzman ekibinin kullandığı çevreye saygılı ve hedef dışı canlılara zararsız biyosidal ürünler (Sağlık Bakanlığı Onaylı) ile sivrisinek ilaçlama hizmetini kesin ve garantili olarak uygular.BOCEKVAR; aynı zamanda sivrisinekler için kullanılacak ilaçların satışını ve tedarikini de sağlamaktadır.

FOTO GALERİ

  • Sivrisinek
  • Culicidae
  • Sivrisinek Larvası
  • Sivrisinek Larva
  • Emmiş Sivrisinek
  • Dönüştürme
  • Akrep Sivrisinek
  • Alacalı Sivrisinek
  • Sivrisinek Arı Tipi
  • Culicidae Sivrisinek

YORUMLAR

    Bu makaleye henüz yorum ve derecelendirme yapılmadı..

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız.
  • Derecelendir
  • Çok Kötü
  • Kötü
  • İyi
  • Çok İyi
  • Mükemmel

DÖKÜMAN

    Bu haşere tipine henüz dosya veya döküman yüklenmedi..

VIDEO

Bu haşereye henüz video yüklenmedi..