Sivrisinek İle Kültürel Mücadele
Ülkemiz gibi sivrisineklerin bol olduğu ülkelerde başta
sağlık, sonrasında ürün kaybı gibi dolaylı ekonomik problemlerin yanısıra, günlük kinetik ekonomide
de direkt sorunlar ortaya çıkmaktadır.Dünya üzerinde birçok ülkede, özellikle gelişmemiş veya
gelişmekte olan ülkelerde sivrisinek mücadelesi, çok uzun yıllardan beri bir yönlü ve bilimsel temellere
oturtulmayan programlarla yürütülmektedir.Uygulanan bu programların merkez noktası tamamıyla
yoğun ve bilinçsiz insektisit kullanımına dayanmaktadır.Her ne kadar günümüzdeki modern entegre
mücadele programlarında da insektisitler önemli bir yer tutsa da, bir yandan doğaya en az etkide
bulunmak, bir yandan hedef organizmaya kısa sürede ve etkili bir şekilde ulaşmak, diğer yandan en
yüksek oranda tutumlu olabilmek amacıyla, doz, uygulama tekniği, direnç ve benzeri konularda yapılan öncül
bilimsel araştırmalar, insektisitlerin doğru uygulanması aşamasında karşılaştırılabilir modeller ortaya
koymaktadır.
Türkiye’de adi sivrisinek (Culex pipiens) üzerinde yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, başta DDT olmak üzere havaya sıkılan ve yetişkin sineklere yönelik mücadele araçlarına karşı sineklerde oldukça büyük bir direnç gelişimi sözkonusu.Bu nedenle, özellikle Avrupa ülkeleri, çoklu müdahale stratejileri kullanarak sinekleri tamamen yok etmek mümkün olmasa da kontrol altında tutabiliyor.Mücadeleyi güçleştiren bir unsur, Aedes tipi sivrisineklerin yumurtalarını nemli bir zemine ya da toprağa bıraktıktan sonra, o yer kurusa da yumurtaların hayatiyetlerini koruyup, ortam tekrar ıslandığında çatlayabilmeleridir.Yumurtaların çatlaması ile ortaya çıkan kurtçukların itlafı için, en yaygın yöntem, yumurta bırakıldığı tahmin edilen yerlere, kurtçukların sindirim organlarını tahrip ederek onları öldüren bir tür bakteri (Bacillus thuringiensis israelensis) salınması.Salgınlar arası zamanlarda, bu tür sivrisinekler yumurtaları aracılığı ile virüsü bir sonraki kuşağa aktarabiliyor.Buna "transovarial transmission" yani yumurtalıktan bulaşma deniliyor ve böylece yıllar boyu kaybolmadan var edebiliyorlar.
Yetişkinlerle mücadelede ise, ormanlardaki zararlılar için kullanılan tuzaklara benzer düzenekler işe yarıyor.Sokak sokak gezgin araçlardan ilaçlama yapmanın herhangi bir yararı olmadığı aşikar.Sorunlu alanlar genellikle duvarlarla çevrilmiş bahçeler ya da evlerin arka bahçeleridir.Bu tür ilaçlamalar bu böceklerden çok, arılar, örümcekler gibi yararlı hayvanları öldürüyor, asıl zararlıları ise daha çok azdırıyorlar.Bu yaz sona ererken hafifleyecek olan şikayetlerin, önümüzdeki yaz başında yeniden, daha da yaygın biçimde ortaya çıkmasını beklemeden, yerel yönetimlerin ve sağlık kurumlarının bilgilendirme kampanyaları açmaları ve doğru mücadele yöntemlerin araştırılması ve benimsenmesi büyük aciliyet taşıyor.
Başarılı vektör mücadele örneklerinde en önemli unsur, yerel yönetimler tarafından yaşam alanlarında titiz bir çalışma yaparak, halkı bu mücadeleye dahil ederek, başka canlılara, özellikle de bu sineklerin doğal düşmanlarına zarar vermeden, ya da en az zarar vererek yürütülmesidir.Her ne kadar yerleşmiş birtakım yaşam biçimlerinin değiştirilmesi güç ve zamana bağlı olsa bile, yine de bu amaca uygun faaliyet göstermenin, özellikle ilk ve orta öğretime devam eden çocuklar başta olmak üzere tüm halkın eğitilmesinin,
konu hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmasının yararı bulunmaktadır.Okullar, kahveler ve camilerde halkın eğitilmesi, filmler, broşürler, posterler hazırlanması yararlı olur.Bu konuda mücadele alanı içerisinde yer alan mülki idare amirleri, belediyeler, muhtarlar, milli eğitim müdürleri ile koordinasyon sağlanmalı, çalışmalar bu kişilerin desteği ile yürütülmelidir.Hazırlanan görsel malzemeler konunun özünü açıklayan, oldukça basit bir dille anlatım yapan ve özellikle resim ve şekillerle desteklenmiş yapıda olmalıdır.